21. yüzyıl sosyal adalet kampanyalarının tanımlayıcı özelliklerinden biri, geleneksel sol-sağ siyasi ayrımının aksine, toplum içindeki belirli bir grubu etkileyen siyasi meseleler üzerinde kampanya yürüten kimlik politikalarına odaklanmak olmuştur. Kimlik politikası örnekleri arasında LGBTQ+ haklarına, feminizm ve ırk eşitliği hareketlerine odaklanma yer alır. Bu hareketler genellikle yalnızca bu grupların üyelerini etkilediği düşünülen konularda kampanya yürütür ve aynı kimlik grubunun parçası olan siyasi adaylara oy vermeyi teşvik eder.

Başlangıcından bu yana, bu tür siyaset eleştirilmiştir. Bu tür politikaların, politikaların veya kişinin doğası gereği iyi olmasından ziyade, yalnızca paylaşılan bir kimlik nedeniyle insanlara oy vermeyi teşvik ettiği iddia edilmiştir. Bu, şu soruyu gündeme getiriyor, başka bir kişi LGBT olduğu için bu, LGBT politikalarını her zaman destekleyecekleri anlamına mı geliyor? Caitlyn Jenner ve Barack Obama gibi önde gelen isimler, mensubu oldukları kimlik gruplarıyla ilgili politikaları nedeniyle eleştiriliyor.

Tersine, kimlik politikalarının, aksi takdirde temsil edilmeyen gruplardan insanların temsil edilmesine yardımcı olduğu ileri sürülmüştür. Bir tür kimlik siyaseti olan ABD Sivil Haklar hareketi, yalnızca Afro-Amerikalıların karşı karşıya olduğu sorunların farkındalığına değil, aynı zamanda Afro-Amerikalıların yaşamlarında anlamlı bir fark yaratan olumlu sosyal değişim ve ilerlemeye de yol açmıştır. Bununla birlikte, kimlik politikalarının gruplar arasındaki ortak zemini aşındırdığı, ampirik kanıtlar yerine kişisel deneyimi vurguladığı ve belirli bir kimliğe sahip tüm insanlar arasında ihtiyaçların, görüşlerin ve arzuların homojenliğini varsaydığı da öne sürülmüştür.

Belki meseleler parti veya sol-sağ ayrımına göre bölünemez. Kadınlar gibi belirli gruplar, kendilerine özgü sorunlarla karşı karşıyadır ve belirli bir partiye oy vermek yerine yalnızca bireysel olarak onlar için savaşarak değiştirilebilecek sorunlarla karşı karşıyadır. Bunun bir örneği, kadınları orantısız bir şekilde etkileyen #MeToo hareketidir. Çoğu zaman, bu grupların siyasi sermayeden yoksun olduğu göz önüne alındığında, kimlik politikaları bu grupların sosyal ilerlemeyi başarmasının tek yolu olabilir.