Okul, gençler için inanılmaz derecede biçimlendirici bir deneyim olabilir. Okul, öğrencilerini daha sonraki yaşamlarında başarılı olmaları için gerekli beceri ve eğitimle donatmaya çalışmakla kalmaz, aynı zamanda çoğu gencin birbirleriyle nasıl yaşayacaklarını öğrendikleri ve temel arkadaşlık grupları kurdukları yerdir. Öğrencilerin her hafta burada geçirdikleri 30 kadar saat, ileride onları şekillendirmeye yardımcı oluyor.

Ancak muhalifler okulun öğrenciler üzerinde olumsuz bir etki yarattığından endişe ediyor. Uzun saatler ve ezberci eğitim, çocukları uyum ve itaati benimsemeye zorladığından, yapı doğal olarak güçsüzleştiricidir. Standartlaştırılmış öğretim, öğrencinin kendi yaratıcılığının kapsamını sınırlar ve kendi kendine düşünmeyi kısıtlar. Okullar ayrıca öğrencileri genç yaşta büyük bir baskı altına sokmaktadır. Ev ödevleri ve son teslim tarihleri, sınavlar ve ders dışı faaliyetlerin yanı sıra sabahın erken saatleri ve uzun günler nedeniyle artan stres, öğrencilerin ruh sağlığı ve öz-değeri üzerinde yadsınamaz bir etkiye sahiptir.

Bu görüşü savunanlar, okulların gençler için benzersiz bir destekleyici yapı olduğuna, çünkü öğrencilerin beceriler öğrenmelerine ve yetişkin dünyasına korunaklı ve düşük riskli bir ortamda entegre olmalarına yardımcı olabileceğine işaret etmektedir. İlgili zararların çoğu okul saatlerine özel olmasa da, gençlerin stres ve zorbalıkla ilgili endişeleri, okullar tarafından iyileştirmenin odak alanları olarak giderek daha fazla hedef alınmaktadır.

Okul, öğrencilerinin ruh sağlığı için kötü müdür? Yoksa okullar destekleyici ve elverişli bir ortamda sağlıklı ve çok yönlü vatandaşlar üretmeye yardımcı olabilir mi?